Yazar Derinberken
|
Cumartesi, 07 Mart 2009 |
Sevmek ya da Terketmek Gece sessiz, anlatılmayı bekleyen sözler var ama boğazımızda düğümlenmiş. Sonralar belki de bu sakin duruşları tetikleyen. Kim bilir hangi yalnızlıklara gebe bu susuşlar ya da içinde neler barındırır ki? Bilemezsin, saatler de aleyhine işlemektedir. Bir ışık bekleyen yürekler var elbet ama ışık yok, ses yok. Sen yoksun şu an, ben yokum, bedenlerimiz var aradaki mesafesizliklere inat ama kaybettiğimiz cümlelerimiz de var bir o kadar uzak. Dışarıda şimşek çakıyor, içimde birileri bana veda ediyor ve yine derin bir sessizlikle birlikte. Cesaret edilemeyen, tutulan, gizlenen gerçeklerimiz var. Biz olamayışımızı izleyen gözler, beyinde tahribat yaratan düşünceler…
Uzanmış yatıyorsun yanımda, yüzüme bakmanı engelleyen gizlerin var. Kısa ve kesik konuşmalar olmuş tercihin. Derin bir nefes çekiyorsun yağmur kokan havadan, bense yarım kalmış sigarama yöneliyorum. Gök gürlüyor birden, sanki beyinde çakan düşüncelerin sesini bastırmak istercesine. Korkuyorum diyorum içimden, duymuyorsun. Sen kim bilir o an hangi hayatlarla bitmeyen hesaplarını kurguluyorsun. Dokunmak istiyorum, hissetmek tenini ama setler çekmişiz aramıza, ya uzanamıyorum ya da YOKSUN… Aradan geçen bir saatlik zamanın ardından sessizliğin, yarışan düşüncelerin ve belirsizliğin yorduğu bedenimin ne denli yıprandığını fark ediyorum. İçimden gidişini izliyorum, sen farkında bile değilsin. Ben gidiyorum diyorum, aklının alabileceği en uzun mesafe yatak odam oluyor. Oysaki o gidiş içinde nereleri ve hangi yeni hayatları barındırıyor. Oradaki gidiş bir yok oluşu temsil ediyor ama görmek istemeyince görmezmiş insan. Görmüyorsun, anlamak istemiyorsun. Gidiyorum ama bir yok oluş ve yeni var oluşlarla birlikte… Ve SEVGİLİ; Hem seviyorum hem de terk ediyorum SENİ… |
Son Güncelleme ( Pazartesi, 09 Mart 2009 )
|